
"Tramvaylar geçerdi, yeşil ve kırmızı
Dar ve tenha sokaklarından.
İnsanlar iner binerdi, telâşsız,
Gri boyalı, saçaklı, soluk,
Novotni, Bomonti duraklarından."
Kaçıncı İstanbul kitabı bu Selim İleri'den? Yıldızlar Altında İstanbul, İstanbul’un Sandık Odası, İstanbul Seni Unutmadım, İstanbul Hatıralar Kolonyası, İstanbul Lale ile Sümbül ve İstanbul’un Tramvayları Dan Dan!... Her satırında bir yitirişin acısı, her sayfasında İstanbul ile iç içe geçmiş kendi hayatının yitikleri… Hüzün, hep hüzün… Yazarın özlediği ve bize anımsattıkları, insan ilişkileri ve elbette o ilişkileri biçimleyen evler, mahalleler, sokaklarda yaşanan hayatlar, çevre… O günler, ilişkiler gelecekte bir gün geri gelecek mi? Elbette hayır… Selim İleri ve pek çokları bütün acısına rağmen geçmişi niye hatırlayıp duruyor sanıyorsunuz? O ‘‘arı duru’’ geçmişin içinde birazcık avunmak için. Geri gelmeyeceğini bile bile…
 60’lı yıllarda bir gün, Taksim’de son seferini yapan tramvay, üzerinde  ‘‘Elveda sevgili yolcularım’’ yazısıyla veda etmiş İstanbul'a. Geçmişin o  günleri, bütün yoksulluğuna rağmen, sıcak, insani ve ışıklı... Daha  sonra nice vapurlar, vapur iskeleleri, konaklar, çeşmeler, camiler,  sebiller, hatta anıların yaşadığı ağaçlar böyle bir şansa bile sahip  olamadan çıkmışlar İstanbul'un, İstanbullular’ın hayatından. Kimileri  sessiz sedasız, kimi de gözler önünde acımasızca sökülüp götürülmüş  bulundukları yerlerden.
 ‘‘İstanbul'un eskiden renkleri vardı" diyen Selim İleri, İstanbul'un  Tramvayları Dan Dan! ile artık neredeyse bütünüyle kaybolan eski  İstanbul’u anlatıyor. Kitabın kapağına da vurulup kalıyorsunuz. Ara  Güler'in unutulmaz tramvay fotoğrafı; ‘‘Kar yağıyor! Lapa lapa.’’  Herhangi bir İstanbul gününde, eski yıllardan birinde, Ara Güler’in  objektifinden gelecek zamanlara uzanıyor.
 Bir İstanbul sevdalısı Selim İleri’nin çoktan kaybettiğimiz İstanbul  gezisinde; derin bir şevkat, sevgi, özlem ve hasret var. Yazar kitabında  bu duygularla, Boğaziçi’ni, Beyoğlu’nu, Adalar’ı anlatıyor. İstanbul’un  gümüşi dolunayları, Leylaları, perili evleri, İstavroz Bahçesi,  Küçüksu'da aşkları, Concordiaları, Peyami Safa - Nâzım Hikmet kavgaları,  mirasyedi kebapları, Bellini’ler, Ali Üsküdârî’nin çiçekleri, Mimar  Sinanları ve tabii tramvayları bir bir canlanıyor gözlerinizin önünde,  sanki bugünmüş gibi...
 Kitapta; edebiyatın, sinemanın, tiyatronun ve resim sanatının  mekânlarına da uğruyor, bu mekânlara anlam katan, İstanbul'dan gelip  geçen ve bu şehre izini, gözyaşını, kahkahasını bırakan edebiyatçıların,  tiyatro ve sinema sanatçılarının hatıralarını da yaşıyorsunuz.
 ‘‘Düşünüyorum da, doğup büyüdüğüm, kocamaya yüz tuttuğum İstanbul’u  biraz da roman sahneleriyle yaşamışım,’’ (s. 122) diyen İleri’nin  kitabında; Ahmet Cemil’in, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, Safiye Erol'un,  Halid Ziya’nın, Nahit Sırrı Örik’in, Samiha Ayverdi'nin, Peride  Celal'in, Sevinç Çokum'un ve daha pek çok usta yazarın İstanbul'unu  tanıyor ve dolaşıyorsunuz karış karış. Anılardaki ve kitaplardaki Halide  Edip Adıvar ile tanışıyorsunuz. Celal Esad’ın Eski İstanbul’unu, Peyami  Safa'nın Fatih Harbiye’sini, Sevim Burak'ın Yanık Saraylar’ını, Cihat  Burak’ın Cardonlar’ını bir kez daha okumak için sabırsızlanıyorsunuz.
 İleri, önceden yayımladığı birkaç kitabında olduğu gibi, bu yeni  kitabında da son derece dikkatli seçilmiş, İstanbul’u yaşatan tablolar  da var. Mehmet Ali Laga'dan İbrahim Safi’ye, Şevket Dağ'dan İbrahim  Çallı’ya, Mıgırdiç Mardikyan’dan Cihat Burak’a, Hikmet Onat’a kadar  birçok İstanbul ressamının eserleri bunlar. İleri de eserinde kalemini  yer yer fırça gibi kullanıyor. Böylece ‘‘İstanbul’un Tramvayları Dan  Dan’’ı okurken, sadece edebiyat dünyasında değil, resim dünyasında da  dolaşma fırsatı yakalıyorsunuz.
Selim İleri renkli anlatımıyla, kitabının bir bölümünde İstanbul mutfağını da anlatıyor. Bu yazılar, İleri'nin Oburcuğun Edebiyat Kitabı, Rüyamdaki Sofralar ve Evimizin Tek Istakozu kitaplarından da aşina olunan, anı-yemek tarzında kaleme alınmış. İstanbul pazarları, bahar sofraları, sonbahar meyveleri ve unutulan yemekler gibi konuları, yemek tarifleri eşliğinde anlatarak tadına varamadığımız lezzetler bulup çıkarıyor.
 Selim İleri, kitabının çeşitli konuları içeren son bölümünde ise,  İstanbul'u çevre, sanat tarihi ve anımsamalara odaklanarak anlatıyor.  Eski İstanbul’un zengin bitki örtüsünü ve çiçek kültürünü, şehrin deniz  fenerlerini, padişahların giysilerini, Fatih’in resim tutkusunu ve  Edmondo de Amicis’in İstanbul seyahatini okuyucuları ile paylaşıyor.
 Selim İleri’nin İstanbul’un Tramvayları Dan Dan! adlı yeni kitabını  okurken, bugün yerinde yeller esen o hayata ait mekânları, hayatımızdan  sökülüp götürülen anıları hatırlayacak, İstanbul’un geçen yarım asrında  gezinmenin karşı konulmaz çekimini yaşayacaksınız. İstanbul’a daha başka  bir tutkuyla bağlanacaksınız.  Edebiyatseverler, bilhassa edebiyat  tarihine meraklı olanlar apayrı duygular bulacaklar bu kitapta. Sayısız  yazar, eser, roman ve öykü kahramanı… Ve kıskandıran alıntılar… Müthiş  bir okuma arzusu, açlığı…
 Selim İleri’nin zaman zaman okuduklarını, zaman zaman dinlediklerini  aktararak anlattığı İstanbul'un Tramvayları Dan Dan! yakın tarihli bir  İstanbul masalı, okuyun…