İncegazeteye abone olun, sektörel gelişmeleri kaçırmayın.
Gazete Abonelik FormuAcıbadem Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulu, İlk ve Acil Yardım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Agop Çıtak sorularımızı yanıtladı...
Çocuklarımız hepimizin en kıymetli varlıkları bu nedenle onların karşı karşıya kaldığı her türlü rahatsızlık ebeveynler tarafından acil durum vakası olarak düşünülüyor ve aileler soluğu acil servislerde alıyor. Peki ya çocuk acil servisleri hangi kapsamda değerlendirilmeli? Ülkemizdeki çocuk acil tıp uzmanı sayısı ve hastanelerin altyapıları yeterli mi?Bütün bu soruların ve daha fazlasının cevabını Acıbadem Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulu, İlk ve Acil Yardım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Agop Çıtak ile gerçekleştirdiğimiz röportajda bulabilirsiniz.
Türkiye toplumunda acil servis bilinci yeterince yerleşmiş durumda mı? Bu bilinci topluma aşılamak için çalışmalar yapılıyor mu?
Acil servise başvuran çocuk hastaların bir bölümü gerçek acil hasta değildir. Özellikle kışın solunum yolu hastalıklarının çok arttığı durumlarda acil servislere başvuru sayısı da artmaktadır. Acil olmayan hastaların da acile başvurması gerçek acil hastalara verilen sağlık hizmetinde aksamalara yol açabilmektedir. Acillere başvuran çocukların % 20’sini ağır derecede hasta çocuklar oluşturur. Bu çocuklara erken ve uygun müdahale edilmediğinde mortalite ve morbidite yüksek olacaktır. Acil servis bilincinin yerleşmesi için çalışmalar yapılmakla birlikte yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir.
Çocuk acil tıp ve yoğun bakım servisini,yetişkin servislerinden ayıran en önemli farklar nelerdir?
Çocuklar erişkinlerden çok farklıdır.Çocuk hasta grubunu 0 ile 18 yaş grubu çocukları kapsar. Çocuk acillerde çalışan hekimler çok fazla sayıda ve geniş yelpazede olan çocukluk çağı sorunları konusunda özel eğitim almış olmalıdır.Çocuğun yaşına göre ve acil hastalıklar sırasında değişebilen gereksinimlerini bilen eğitimli ve deneyimli hekimler olması gerekmektedir. Bu gereksinimlerini karşılamak amacıyla çocuklar için özel düzenlenmiş acillerin yapılması gerekir. Kullanılan malzemeler ve ilaçlar çocuğun yaşına ve vücut ağırlığına göre düzenlenmesi gerekir. Bu açıdan çok farklı boyutta malzemenin hazır olması gerekir. Değerlendirme ve tedavi çocuğun yaşına göre farklılık gösterir.
İlk yardım konusundaki toplum bilinci yeterli mi? Varsa, yürüttüğünüz çalışmalarınızdan örnekler verebilir misiniz?
İlk yardım eğitimi konusunda toplum bilinci geçmişe göre daha iyi olmasına rağmen yeterli değildir. Acil durumlarda ilk dakikalar ve saatler çok önemlidir. Bu dönemde yapılacak doğru müdahale hasta için çok önemlidir. Doğru olmayan veya eksik müdahale ölüme neden olabilir.Örneğin sürücü kursu sırasında verilen ilkyardım derslerinin kalitesinin artırılması bu konuda hızlı bir ilerleme sağlayabilir.Çocuklarda temel yaşam desteği konusunda, Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği olarak kurslar düzenliyoruz. Bu kurslarda sağlık personeline eğitim vermekteyiz.Çocukları kazalardan koruma ve ilkyardım konusunda ise ailelere yönelik çalışmalarımız da olmaktadır.
İlk yardım bilincini güçlendirmek için toplumu nasıl yönlendirmeli?
İlköğretimde çocuklara ilk yardım konusu ve önemi anlatıldığı durumda ilk yardım bilinci toplumda daha kolay yerleşecektir. Çocuklara verilen bu eğitim kalıcı olacaktır. Erişkin hale geldiğinde bu bilgiyi tüm yaşamında kullanabilecektir.Bu uzun vadeli olsa da çok daha etkili bir yöntem olacaktır. Kısa vadeli olarak bu konuda en etkili yöntem televizyon olduğunu düşünüyorum. Bugün insanlar okumaktan daha çok seyretmeyi tercih ediyorlar. Televizyonda bu konuda yapılacak kaliteli programlar çok etkili olacağını düşünüyorum. Artık çocuklu aileler çocukları için ilk yardımı öğrenmek istiyorlar. Bu konuda yapılacak eğitim programları da etkili olacaktır.
AB ve ABD ile kıyaslandığında,Türkiye’de çocuk acil tıp ve yoğun bakım uzmanı başına düşen yatak sayısı oldukça yüksek, bu durum mortalite oranını ve hasta bakım kalitesini ne yönde etkiliyor?
Acillere başvuruların yaklaşık %20’si erken ve uygun müdahale edilmediğinde önemli hasarlara veya ölüme neden olabilecek olan “çok acil” hastalardan oluşmaktadır. Bu açıdan çocukluk hastalıkları konusunda yeterli eğitim almış hekimler bu açıdan çok önemlidir. Tıp Fakültelerinde erişkin odaklı tıp eğitimi verilmektedir. Tıp fakültesinden mezun olan hekimler çocuk hastalar konusunda kendilerini çok yeterli görmemektedirler.Çocuk acil konusunda eğitim almış bir hekimin çocuk hasta prognozu üstünde belirgin olumlu etkisi olacaktır.Yoğun bakım konusunda da aynı sorunlar mevcuttur. Bilimsel araştırmalar yoğun bakım ihtiyacı olan çocukların, çocuk yoğun bakım ünitelerinde ve özel eğitim almış çocuk yoğun bakımı uzman hekimleri tarafından tedavi edilmesinin mortalite ve morbiditeyi belirgin birşekilde azalttığını göstermiştir. Diğer yandan eğitimli insan gücünün yetersiz olduğu durumunda yoğun bakım en pahalı araç gereç varlığında bile yararsız,hatta zararlı olabilmektedir. Çocuk yoğun bakımı konusunda özel eğitimi olmayan hekimlerin uygulamaya çalıştığı yoğun bakım tedavi hizmetlerinde mortalite çok daha yüksektir.Sonuç olarak çocuk acil tıp ve çocuk yoğun bakım uzman sayısının artması çocukluk yaş grubunda mortalite ve morbiditenin belirgin olarak azalmasını sağlayacaktır.
Yeni hekimleri çocuk acil tıp ve yoğun bakım alanına yönlendirmek için teşvik önerileriniz nelerdir?
Öncelikle hem çocuk acil hem de çocuk yoğun bakım mesleksel olarak çok tatmin edici uzmanlık dalıdır. Diğer yandan çocuk acil tıp ve yoğun bakım uzman sayısının çok az olması ve bu konuda ihtiyacın ise fazla olması nedeniyle bu konularda eğitim alıp uzman olacak hekimler gittikleri her yerde çok yakın ilgi ve destek göreceklerini düşünüyorum. Bu nedenlerle her 2 uzmanlık alanını seçmek her yönden doğru olacağını düşünüyorum.
Çocuk acil en çok hangi vakalarla karşılaşılmaktadır?
Çocuk acile en sık solunum yolu hastalıkları, ishal ve kusma, yaralanmalar, zehirlenmeler ve nörolojik hastalıklara bağlı gelişen acil durumlar nedeniyle başvuru olmaktadır.
Tıbbi cihazların kalitesi nasıl olmalıdır? Tıbbi cihaz kullanımı uzmanların çalışma şartlarını ve hasta konforunu arttırmada nasıl bir rol oynuyor?
Çocuk acil ve çocuk yoğun bakımda yeterli alt yapı olması hasta bakımını olumlu yönde etkiler. Tıbbi cihazlar bu açıdan çok önemlidir. Tıbbi cihazlar seçerken çocuk hastalara uygunluğu çok önemlidir. Birçok cihaz erişkin hastaya uygun olmasına rağmen çocuk hastalarda aynı performansı gösterememektedir.Özellikle küçük çocuklarda bu daha da önemli hale gelmektedir. Çocuk yaş grubu 0 ile 18 yaş grubu olması nedeniyle her yaşa uygun cihaz seçilmelidir. Kaliteli ve çocuğa uygun cihaz seçiminde hem hasta hem de hekim yarar görür. Kalitesiz cihaz hem hastanın hayatını riske sokabilir,hem de hekimi yanlış yönlendirebilir ve hekimin iş gücünü artırır.
Acil ve yoğun bakım servislerinde tıbbi cihazların uzun kullanım süreleri düşünüldüğünde, bu durumun hasta ve hekim konforunu nasıl etkiliyor? İdeal kullanım süreleri için önerileriniz nelerdir?
Teknolojini hızlı gelişime bağlı olarak çocuk acil ve çocuk yoğun bakımlarda kullanılan cihazlar da değişmekte ve daha üstün özelliklere sahip olmaktadır. Yeni teknolojileri kullanmak hasta konforunu ve bakım hizmetini etkilemektedir.Hem acilde hem de yoğun bakımda bu cihazlar sürekli olarak kullanmak zorunda kalınmaktadır. Bu cihazların bakımının düzenli olarak yapılması hem cihazın daha iyi çalışmasını ve hem de cihazın ömrünün uzamasını sağlayacaktır.